Giriş Kayıt

ÜYE GİRİŞ

Kullanıcı Adı *
Şifre *
Beni hatırla

Bir hesap oluşturun

Yıldız (*) işaretli alanlar gerekli.
İsim *
Kullanıcı Adı *
Şifre *
Şifre doğrulayın *
E-posta *
E-posta doğrulayın *
Captcha *

Önce kendinizi tanımlayın:  Siz kimsiniz?

Zor bir soru. Bu soruya verilebilecek en kolay cevap şöyle olabilir:

X şirketinde çalışıyorum.

Hemen ikinci soru gelir: Göreviniz?

Y müdürüyüm.

Başka türlü geçmişinizi, tahsilinizi, kimliğinizi bir cümlede, kısa bir şekilde  dile getiremezsiniz.

Ayrıca günümüzde insanlar kimliklerini çalıştıkları işyerinde ediniyorlar, çalışma hayatları onları şekillendiriyor, onlara yeni ufuklar açıyor. Bu nedenle de kim oldukları sorulduğunda, görevlerini ve çalıştıkları işyerinin adını söyleyip, kendilerini tarif ediyorlar.

Çalıştığınız şirket ne kadar çok biliniyorsa, mevkiiniz ne kadar yüksekse, karşı tarafın size karşı tutumu da o derece değişir.

Peki çok iyi bir şirkette, yüksek pozisyonda çalışan bir kimse illa da mutlu mudur?

Bu çok şüpheli.

Mutluluk karşınızdakilerin size biçtiği değer kadar, sizin kendinizle barışık olmanızdan kaynaklanır. Mutluluk insanın dışında değil, içindedir. Beklentilerle gerçeklerin örtüşmesi veya yaşanan olayların beklentilerin ötesinde olması insanlara mutluluk duygusunu verir. Mutluluk hazdır, tatmindir.

Birisi çıkıp “ ben mutluluğa inanmıyorum” diye yorum yapabilir. O da haklıdır.

Çünkü hayatta sürekli mutluluk değil, mutluluk anları var. Mutluluk da bu mutluluk anlarının toplamıdır.

Mutluluk anlarınız ne kadar çoksa, o kadar çok mutlu olmuşsunuz demektir.

Aile yaşantımız ve özel hayatımız çok önemli.

Ama tüm sıkıntılarına, stresine rağmen bize en çok mutluluk anlarımızı veren gene de iş hayatımızdır.  Çünkü yoğunluğu nedeniyle en çok olayla, iş hayatımızda karşılaşırız.

Sıkıntılar, üzüntüler bir süre sonra unutulur, mutlu anlar bir tortu olarak geriye kalır.

Bu tortu ne kadar çok birikmişse, o kadar çok mutlu olmuşuz demektir.

Zaten mutluluk da hoş bir hatıradan başka nedir ki?
Pin it