Giriş Kayıt

ÜYE GİRİŞ

Kullanıcı Adı *
Şifre *
Beni hatırla

Bir hesap oluşturun

Yıldız (*) işaretli alanlar gerekli.
İsim *
Kullanıcı Adı *
Şifre *
Şifre doğrulayın *
E-posta *
E-posta doğrulayın *
Captcha *

Danışmanlarımızdan Makaleler

Beden Dili Ölçümlerinde Ortaya Çıkan Gerçekler

Şirketimiz danışmanları ile geliştirdiğimiz sunum dedektifi yazılımı ve sistemi ile şimdiye kadar yaptığımız ölçümlerde 500 e yakın kişiyi ölçtük. Bu ölçümlerde, normal vatandaşlar yanında öğrenciler, pazarlama uzmanları, satıcılar ve eğitmenler yer aldı. Yapılan çalışmalar bir bilimsel araştırma için olmadığından sadece genel davranışları saptamaya çalıştık. Öncelikle ölçülen davranış normal konuşmada katılımcıların ne kadar gülümsediği, baş ve yüz hareketlerini nasıl yaptıkları, konuşurken eller ile neler yaptıkları idi. Yapılan çalışmalarda satış ekiplerinin daha çok gülümsediği, öğrencilerin ise daha az gülümsediği görülüyor. Yine satıcıların daha etkili beden dili kullandıkları göze çarpıyor. Eğitmenler ise zaten bu konuda eğitimli olduklarından diğer gruplara göre daha olumlu sonuçlara ulaşıyorlar, ancak gülümseme onlarda düşük seviyelerde kalıyor. Özellikle karşımızdaki ile konuşurken göze bakma ve bakış kaçırma sorunları yaşanıyor. 

Sunum dedektifi eğitimine katılan kişiler yarım günlük çalışmada yaptıkları yanlışları görerek, hızla öğrenip doğru davranışları göstermeye başlıyorlar, günün sonunda yaklaşık, yüzde 30 luk bir ilerleme gözlemliyoruz. Yukardaki rapor bir grubun eğitim sonrası gelişimini gösteriyor.

Sağlık Sektöründe İletişim Sorunlarını Çözen Sistem

24-26 Kasım tarihlerinde devam eden sağlık fuarında, "Sunum Dedektifi" ismiyle bugün sunulan eğitim, Türkiye'de ilk defa İletikom yazılımcıları tarafından geliştirilen gerçek zamanlı video analizi ile beden dili eğitimi olma özelliğini taşıyor.
Microsoft Kinect'in sensör sisteminin kullanıldığı eğitimde, sağlık sektöründe yaşanan şiddete karşı çözüm bulmayı amaçladıklarını belirten İletikom yönetici ortağı ve eğitim danışmanı Tayfun Türkalp, doktor-hasta ve yakınları iletişimindeki önemli noktaları şöyle sıralıyor, "Bildiğiniz gibi hasta ve yakınları iletişiminde en büyük sorun, hasta ve yakınlarının stres altında ve endişe duyguları ile iletişim kurmasıdır. Bu doğal olarak hasta ve yakınlarının "şimdi ne olacak?" korkusundan kaynaklanmaktadır.
Öte yandan sürekli benzer endişe ve sorunlarla gelen hasta ve yakınları ile iletişim kurmak zorunda kalan doktor ve sağlık personeli, yoğun ve zor çalışma şartlarında etkili ve profesyonel iletişim kuramadığında istenmeyen durumlar ortaya çıkmaktadır. İletişim becerilerini teorik eğitimlerle kısa sürede edinmek mümkün değildir. Bu nedenle İletikom, yıllardır eğitimlerde uygulama yapmaktadır. Örneğin doğru ses tonu kullanmak iletişimde %38 etkilidir. Peki bu konuda hiç eğitim aldık mı? Hayır. Doğru beden dili kullanmak iletişimde ne kadar etkilidir? %55, bu konuda hiç uygulamalı eğitim aldık mı? Hayır.
İletikom uzun yıllardır ses kayıt sistemi ve role play uygulamaları ile ses tonu kullanma ve kişilere uyum sağlama eğitimleri vermektedir Geçtiğimiz yıl başlattığımız bir proje ise dünyada ilk kez tarafımızdan hayata geçti. Dünyada birkaç üniversitede, sosyal etkileşim laboratuvarlarında kullanılan davranış ölçen sensörlerden faydalanarak, beden dilinin pozitif ve negatif hareketlerini ölçen ve değerlendiren bir sistem geliştirdik. Buna da "Sunum Dedektifi" adını verdik. "Sunum Dedektifi" iletişim kuran sağlık çalışanlarının hangi hataları yaptığını ve neleri doğru yaptığını saptayarak, video ile geri bildirim yapmaktadır.
Böylece uygulamaya giren kişi canlı ortamda kendini test edebilmekte ve hareketlerini düzeltebilmektedir. Sınıf ortamında birçok kişinin gerçek zamanlı çalışmalarını izleyen diğer kişiler, neleri yapmaları gerektiğini hızla öğreniyorlar. İşin güzel tarafı bu öğrendikleri kalıcı davranış, hatta alışkanlık haline geliyor.
Sağlık çalışanlarının hasta ve yakınları ile daha az sorun yaşamasını, şiddete maruz kalmalarını önlemek ve hastaların memnuniyetini arttırmak için bu eğitimleri planladık, ve uyguladığımız kurumlarda %30 iyileşme sağladık. Umarım bu sektörün en önemli eksikliklerinden olan, çatışmasız ikna yetkinliklerini arttırmakta faydamız olacak. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti engellemek için iyi bir beden dili şart!" diyor.

Perakende Satıcınızın Performansını 5 Puan Arttırsak?

Günümüzde rekabet sadece mağazalar arasında değil, internet ve diğer sosyal medya iletişim araçlarında da yoğun bir şeklide devam ediyor. Perakende mağaza yöneticileri, mağazaya daha çok kişi sokmak için pazarlamaya büyük bütçeler ayırmak zorunda. Bir kişiyi mağazaya sokmanın maliyetini pazarlama bölümleri hesap ederken, mağaza yöneticileri de gelene satış oranını ve ortalama satış rakamlarını arttırmak ve müşteri memnuniyetini geliştirmek zorunda.

Örneğin yapılan bir TV reklamı sonrası  mağazaya giren müşteri sayısı artışını hesaplayıp, yaklaşık maliyet hesaplamak mümkün. Bu tür hesapları yaparken pazar durumuna, rekabete ve belli bir zaman dilimine göre değişkenleri de hesaba katmak gerekir. Bazen reklam maliyetleri yeni gelen müşterinin getirisinden çok olabilir. Bu nedenle belli bir zaman dilimi hesaba katılmalıdır. Bu hesapları yaparken, gelen müşteriye satış oranlarının çok iyi takip edilmesi gerekir. Yeni müşterinin satın alma oranı mevcut müşterilerinizinkinden farklı olabilir. Öte yandan perakende satış elemanlarınızın satış oranlarını ve çarpraz satış oranlarını da çok iyi takip etmeniz gerekir. Eğer reklamla gelecek yeni müşterilere satış yapamazsanız, reklamlarınızın boşa gitmesi yanında markanız da zarar görmeye başlar. Reklamı görüp gelen müşteri satın almazsa bir nedeni vardır ve büyük olasılıkla, ya teşhiri, ya bilgilendirmeyi, ya da çeşidi iyi kurgulayamamışsınızdır, ya da satıcılarınız yetersiz kalmıştır. Bazen mağaza içi atmosfer, kasadaki uzun kuyruklar, anlaşılmaz fiyat etiketleri ve çalışanlarınızın tutumları, gelen müşterilerin satın alma isteğini köreltebilir. 

Bu kadar çok faktör varken satışları arttırmak için sihirli bir formül olabilir mi? Evet, perakende satıcılarınız, kasiyerler ve müşteri hizmetlerinden sorumlu kişiler, satışınızı arttırabilir.

Gelene satış oranı Yüzde 10 iken, eğer satıcılarınızın yetkinliklerini geliştirebilir ve onları motive etmeyi başarırsanız, gelene satış 5 puan artarsa ne olur?

Cirunuz % 50 artar.

Ciroyu % 50 arttırmak için ne harcamanız lazım? 

Yaklaşık satıcı başına 200 TL. 

Ne dersiniz reklamla satışlarınızı arttırmak yanında, buna da yatırım yapmalı mısınız?

Bence evet. Hatta motivasyonu arttırmak için sadece eğitim değil prim ve ödül sistemini de gözden geçirmeniz gerekir. Bunun maliyeti de artan cironun % 1 i bile tutmaz. Oyun sizin oyununuz, ancak perakende aritmetiği çok yanılmaz.

Tayfun Türkalp

Neden Koça İhtiyaç Var ?

Hayatımız! Nefes aldığımız müddetçe yaşadıklarımız ve  bu süreçteki duygularımızdır. Yaşam nedir ? sorusunun cevabı , kimimize göre çalışmak, kariyer yapmak, kimimize göre huzurlu ve mutlu, kimisine göre dünyayı dolaşmak, yeni insanlar tanımaktır. Her koşulda da, bir amaç ve hedef vardır. 

Bu yolda ilerlerken, zaman zaman endişelenir, olumsuz duygulara kapılarız. Bazen bildiğimizi unutur veya  neden sorusunun cevabını bulamaya çalışırız. Göremediğimiz veya cevaplayamadığımız unsurlar  belki de öğretilerden kaynaklanan , şartlandığımız koşullar olabilir.

Yaşamımın yüzde ellisini kapsayan iş yaşantımın 22 yıllık sürecinde, bu hislerin çoğunu zaman zaman yaşadım.  Kurumsal hayattan sonra Profesyonel Koçluk sürecimde de bu farkındalığı kazandım. Çünkü iç dünyama döndüm ve karşımdaki faktörlerin ne istediği değil benim ne istediğim sorusunun cevabını buldum. Öyle bir duygu ki , tünelin sonundaki ışığı bulmak gibi..

 İşte tam bu noktada Koçluk  Doğru sorularla kendi cevaplarını bulmanı ve doğru kaynaklara yönelmeni sağlar. Senin için veya Kurumlar için ‘Ne’  faydalı sorusunun cevabını bulmak ve ‘Farkındalık kazanmak’, beceri geliştirmek ,verimlilik artırmak , hedeflere yönelmek, performans geliştirmek, kurum içi oryantasyonu sağlamanın yolu,  keşif yolculundan  geçer. , 

Yüzyıllar önce  İtalyan ünlü Fizikçi Galileo Galilei demiş ki: ‘ Kimseye birşey öğretemezsiniz, sadece cevabını kendi içinde bulmanıza yardımcı olabilirsiniz’

Yönetici koçluğu, kurumların yapılarında Üst düzey yönetici olarak çalışan yöneticilerin potansiyellerinde,   farkındalık kazanmalarını sağlayarak , kurumun geleceği ile ilgili stratejik ve operasyonel karar alırken ‘Duruma ve Kişiye özel yönetim’ yöntemleri ile küçük bir değişikliğin orgaizasyonlarda pozitif etki yaratılmasını sağlamaktadır. 

Takım koçluğu , takım  olarak hizmet sunan herhangi bir grubun tüm çalışanlarına veya departmanlarında seçilen gruba verilen danışmanlıktır. Hedeflenen, takımı oluşturan her bireyin , iletişim,  yönetsellik , analitik düşünme, takım olabilme gibi kişsel gelişimini sağlayarak , takımın ve bireyin hedeflerine  ulaşamasında verimli sonuçlar ulaşılacak  etkiyi yaratmasıdır.

Kariyer Koçluğu , çalışanların, iş arayanların ve üniversite öğrencilerinin aldığı danışmanlıktır. Kariyer beklentisi olan danışmanlar, bölüm değiştirmek isteyenler ,lise son sınıf öğrencileri, yeni mezun olmuş üniversite öğrencilerine yönelik olarak, ‘Başarılı bir kariyer için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği’, ‘Kişiliğe ve beklentiye uygun nasıl bir işte ve doğru pozisyonda çalışabilme’,  Bölüm değiştirme ve terfi edebilme’ , ‘İşten ayrılma ve zaman kaybetmeden yeni iş imkanı ‘, Ünüversitede seçtiğimiz bölümü bitirdikten sonra

çalışmak istediğimiz alanlar, ‘Kişilik ve yetkinlik uyumu’ alanlarında ‘Kariyer yolu Haritası ‘ çıkartılmasıdır.  

Beden Diliniz İş Hayatınızı Etkiliyor

İş hayatında hangi görevde olursanız olun, beden dilinizi etkin kullanamıyorsanız, size özel yetkinliklerinizi ve uzmanlığınızı karşı tarafa gösteremiyorsunuz demektir. Bu sizin itibarınıza ve saygınlığınıza zarar vererek, müşteri ya da kariyer olanaklarınızı sınırlayacaktır. Beden dili dendiğinde insanlar hemen duruş ve el kol hareketlerini kontrol etmeyi düşünüyorlar. Aslında bu o kadar basit değil. Hangi ortamda kime karşı iletişim kuracaksanız o şartlara uygun duruş, bakış ve hareketleri göstermeniz gerekiyor. 

Bir çok seminer ve konferansa katılmış biri olarak gözlemlerimi iletmek zorundayım. Bazen çok güzel hazırlanmış ilginç bir konuyu sunan konuşmacıların sunum sırasında neler yaptıklarını izlediğimde, bu kadar önemli konuya rağmen, konuşmacının beden dili hataları nedeniyle izlenme ve ilgi oranının düştüğünü görüyorum ve bu da beni çok üzüyor. Örneğin konuşmacı başka birisinin yönettiği sunum bilgisayarı için her konu değiştiğinde ona dönüp, değiştir ya da geri dön komutu veriyor, bu sırada seyirci ile iletişimi kesiliyor. Tekrar seyirci ile iletişime geçerek ilgiyi çekmek istediğinde, bir sonraki sunum için bilgisayar kullanıcısına dönüyor ve ilgi yeniden kayboluyor. Başka bir örnekte, konuşmacı kendi sunumunu yönetmesine rağmen anlattığı konu ile gösterdiği sunumun farklı olduğunu izliyoruz, tam bu sununun ne anlamı var derken, sunu değişiyor, ve siz az önce anlattığı konunun bu sunu ile alakalı olduğunu anlıyorsunuz. Ben bu tür durumlarda eğlenmeye başlıyorum, ama çoğu izleyici ilgisini kaybediyor.

Beden dilini çok etkili kullanan hatipler ile karşılaşmamıza rağmen, yine de TV ler de bile profesyonel konuşmacıların zaman zaman ölümcül hatalar yaptıklarını izliyoruz. Öncelikli hata, açılış konuşmasında gülümsemeyi beceremeyenlerle ortaya çıkıyor. Sonraki hatalar ise konuya göre yüz ifadesi değişimini beceremeyenlerle ortaya çıkıyor. Özellikle TV de kameraya bakmak yerine başka tarafa bakanlar seyiricinin de dikkatini kaybetmesine neden oluyor. Oturarak konuşma yapanların oturma şekilleri, el kol hareketleri, yüze ve saçlarına dokunmaları, gözlük veya kalemle oynamaları, ve yaka mikrofonuna dokunarak ses düzenini bozmaları seyircinin ilgi ve dikkat oranını azaltıp, eleştirisel izlemeye başlamalarına neden oluyor.

Müşteri karşısında ya da önemli iş toplantılarında sunum yapan kişilerde çok sık karşılaştığımız bir konu, ilk açılışta tanıtım ve toplantı odasına hakimiyet kurmada ortaya çıkıyor. Kişi kendini tanıtırken, çok sıkıcı bir özgeçmiş ile sadece bir kişiye odaklanarak konuşma yapmaya başlıyor, bazıları ise havaya bakarak göz teması kurmadan kendini tanıtıyor. Özellikle projeksiyon ile sunum yapacak kişiler ise sürekli o andaki sunuya bakarak kendilerini tanıttıklarında salonla bağları kopmuş oluyor. Ben bunu, birisi ile tanışıp tokalaşırken başka birisine bakanların davranışına benzetiyorum. Tokalaştığınız kişinin yerine kendinizi koyup, ne düşündüğünü hissedin, işte aynı duyguyu o anda salondakiler hissediyor.

Bazı hünerli konuşmacılar ise konuları sıkıcı dahi olsa, salonun ilgi odağı olmayı başarabiliyor. Bunu araştırdığımızda şu faktörler ortaya çıkıyor:

1. Konuşmacı sunum süresinin % 50 sinde  gülümsüyor.

2.Konuşmacı çok az öne doğru eğilerek ve salona göz teması ile hakim olarak konuşuyor.

3.Konuşmacı ellerini çok fazla hareket ettirmiyor, ellerini birbirine dokundurmuyor, cebine sokmuyor, sadece vurgu için ellerini kullanıyor.

4.Konuşmacı salondakilerin çoğuna özel ilgili bakışlar yöneltip, sanki onaların ne düşündüklerini anlamaya çalışıyor, ya da onay bekliyor

5.Konuşmacı durduğu alanı iyi belirliyor, hem herkesi görecek, hem de sunuyu engellemeyecek bir alanda konuşmayı yapıyor

6.Konuşmacı elinde not olsa bile onu okumuyor, sadece hatırlaması gereken konu başlığı ya da sayısal veriler için notlarına bakıyor.

7.Konuşmacı kıyafet seçimini hitap ettiği ortam ve kişilere göre seçmiş, ne çok şık, ne çok rüküş, kıyafet ortama uyum sağlarsa izleyicilerin dikkati dağılmiyor.

8.Konuşmacı saç ve yüz bakımını abartmadan yapmış, izleyicilerin eleştiremediği bir sadelik yaratmış.

9.Konuşmacı sınırlı sayıda özel mesaj veriyor ve her mesajı ya örnek ya da hikaye ile süslüyor, böylece izleyicilerin anlamasını sağlıyor.

10.Konuşmacı haber okur gibi konuşmuyor, sanki diyalog kurar gibi verdiği mesajları da o ortama özelleştiriyor, örnekler ve gözlemler ortama uygun seçiliyor. 

Aslında sunum becerilerini geliştirmek isteyenler, öneclikle beden dilini kullanmayı geliştirmek zorunda. Aylarca yaptığımız çalışmalar sonunda geliştirdiğimiz özel yazılım ve cihazlarla sunum dedektifi sistemini hayata geçirdik. Yaptığımız sınıf çalışmalarında yarım günde katılımcıların en az % 30 gelişim kazandıklarını ve bunu unutmadıklarını gördük. Konuşma yaparken anında sizi izleyen ve değerlendiren bu sistem için, öncelikle Microsoft Kinect cihazını ve bunla ilgili yazılım destek programlarını geliştirenlere teşekkür etmek isteriz. Sonra bize bu konuda ilham veren, human interaction labaratuvarları kuran Güney Kaliforniya ve Diğer Üniversite gruplarına teşekkür ederiz.