Giriş Kayıt

ÜYE GİRİŞ

Kullanıcı Adı *
Şifre *
Beni hatırla

Bir hesap oluşturun

Yıldız (*) işaretli alanlar gerekli.
İsim *
Kullanıcı Adı *
Şifre *
Şifre doğrulayın *
E-posta *
E-posta doğrulayın *
Captcha *

Makaleler

Beden Diliniz İş Hayatınızı Etkiliyor

İş hayatında hangi görevde olursanız olun, beden dilinizi etkin kullanamıyorsanız, size özel yetkinliklerinizi ve uzmanlığınızı karşı tarafa gösteremiyorsunuz demektir. Bu sizin itibarınıza ve saygınlığınıza zarar vererek, müşteri ya da kariyer olanaklarınızı sınırlayacaktır. Beden dili dendiğinde insanlar hemen duruş ve el kol hareketlerini kontrol etmeyi düşünüyorlar. Aslında bu o kadar basit değil. Hangi ortamda kime karşı iletişim kuracaksanız o şartlara uygun duruş, bakış ve hareketleri göstermeniz gerekiyor. 

Bir çok seminer ve konferansa katılmış biri olarak gözlemlerimi iletmek zorundayım. Bazen çok güzel hazırlanmış ilginç bir konuyu sunan konuşmacıların sunum sırasında neler yaptıklarını izlediğimde, bu kadar önemli konuya rağmen, konuşmacının beden dili hataları nedeniyle izlenme ve ilgi oranının düştüğünü görüyorum ve bu da beni çok üzüyor. Örneğin konuşmacı başka birisinin yönettiği sunum bilgisayarı için her konu değiştiğinde ona dönüp, değiştir ya da geri dön komutu veriyor, bu sırada seyirci ile iletişimi kesiliyor. Tekrar seyirci ile iletişime geçerek ilgiyi çekmek istediğinde, bir sonraki sunum için bilgisayar kullanıcısına dönüyor ve ilgi yeniden kayboluyor. Başka bir örnekte, konuşmacı kendi sunumunu yönetmesine rağmen anlattığı konu ile gösterdiği sunumun farklı olduğunu izliyoruz, tam bu sununun ne anlamı var derken, sunu değişiyor, ve siz az önce anlattığı konunun bu sunu ile alakalı olduğunu anlıyorsunuz. Ben bu tür durumlarda eğlenmeye başlıyorum, ama çoğu izleyici ilgisini kaybediyor.

Beden dilini çok etkili kullanan hatipler ile karşılaşmamıza rağmen, yine de TV ler de bile profesyonel konuşmacıların zaman zaman ölümcül hatalar yaptıklarını izliyoruz. Öncelikli hata, açılış konuşmasında gülümsemeyi beceremeyenlerle ortaya çıkıyor. Sonraki hatalar ise konuya göre yüz ifadesi değişimini beceremeyenlerle ortaya çıkıyor. Özellikle TV de kameraya bakmak yerine başka tarafa bakanlar seyiricinin de dikkatini kaybetmesine neden oluyor. Oturarak konuşma yapanların oturma şekilleri, el kol hareketleri, yüze ve saçlarına dokunmaları, gözlük veya kalemle oynamaları, ve yaka mikrofonuna dokunarak ses düzenini bozmaları seyircinin ilgi ve dikkat oranını azaltıp, eleştirisel izlemeye başlamalarına neden oluyor.

Müşteri karşısında ya da önemli iş toplantılarında sunum yapan kişilerde çok sık karşılaştığımız bir konu, ilk açılışta tanıtım ve toplantı odasına hakimiyet kurmada ortaya çıkıyor. Kişi kendini tanıtırken, çok sıkıcı bir özgeçmiş ile sadece bir kişiye odaklanarak konuşma yapmaya başlıyor, bazıları ise havaya bakarak göz teması kurmadan kendini tanıtıyor. Özellikle projeksiyon ile sunum yapacak kişiler ise sürekli o andaki sunuya bakarak kendilerini tanıttıklarında salonla bağları kopmuş oluyor. Ben bunu, birisi ile tanışıp tokalaşırken başka birisine bakanların davranışına benzetiyorum. Tokalaştığınız kişinin yerine kendinizi koyup, ne düşündüğünü hissedin, işte aynı duyguyu o anda salondakiler hissediyor.

Bazı hünerli konuşmacılar ise konuları sıkıcı dahi olsa, salonun ilgi odağı olmayı başarabiliyor. Bunu araştırdığımızda şu faktörler ortaya çıkıyor:

1. Konuşmacı sunum süresinin % 50 sinde  gülümsüyor.

2.Konuşmacı çok az öne doğru eğilerek ve salona göz teması ile hakim olarak konuşuyor.

3.Konuşmacı ellerini çok fazla hareket ettirmiyor, ellerini birbirine dokundurmuyor, cebine sokmuyor, sadece vurgu için ellerini kullanıyor.

4.Konuşmacı salondakilerin çoğuna özel ilgili bakışlar yöneltip, sanki onaların ne düşündüklerini anlamaya çalışıyor, ya da onay bekliyor

5.Konuşmacı durduğu alanı iyi belirliyor, hem herkesi görecek, hem de sunuyu engellemeyecek bir alanda konuşmayı yapıyor

6.Konuşmacı elinde not olsa bile onu okumuyor, sadece hatırlaması gereken konu başlığı ya da sayısal veriler için notlarına bakıyor.

7.Konuşmacı kıyafet seçimini hitap ettiği ortam ve kişilere göre seçmiş, ne çok şık, ne çok rüküş, kıyafet ortama uyum sağlarsa izleyicilerin dikkati dağılmiyor.

8.Konuşmacı saç ve yüz bakımını abartmadan yapmış, izleyicilerin eleştiremediği bir sadelik yaratmış.

9.Konuşmacı sınırlı sayıda özel mesaj veriyor ve her mesajı ya örnek ya da hikaye ile süslüyor, böylece izleyicilerin anlamasını sağlıyor.

10.Konuşmacı haber okur gibi konuşmuyor, sanki diyalog kurar gibi verdiği mesajları da o ortama özelleştiriyor, örnekler ve gözlemler ortama uygun seçiliyor. 

Aslında sunum becerilerini geliştirmek isteyenler, öneclikle beden dilini kullanmayı geliştirmek zorunda. Aylarca yaptığımız çalışmalar sonunda geliştirdiğimiz özel yazılım ve cihazlarla sunum dedektifi sistemini hayata geçirdik. Yaptığımız sınıf çalışmalarında yarım günde katılımcıların en az % 30 gelişim kazandıklarını ve bunu unutmadıklarını gördük. Konuşma yaparken anında sizi izleyen ve değerlendiren bu sistem için, öncelikle Microsoft Kinect cihazını ve bunla ilgili yazılım destek programlarını geliştirenlere teşekkür etmek isteriz. Sonra bize bu konuda ilham veren, human interaction labaratuvarları kuran Güney Kaliforniya ve Diğer Üniversite gruplarına teşekkür ederiz. 

Yüz yüze uzaktan sınıf eğitimleri

Tüm dünyayı etkileyen Covid 19 virüsü bizlerin eğitim ihtiyacını engellemeyip tam tersi bize daha fazla olanaklar sunmaya başladı. Yolda veya konaklama için geçecek zamanı online eğitimlerle daha etkili kullanmaya başladık. Sınıf ortamında verdiğimiz tüm eğitimleri yine interaktif olacak şekilde Zoom ile oluşturduğumuz sınıflarda vermeye başladık. Tek eksiğimiz kişilere dokunamamak. Ancak onun dışında grup çalışmalarını breakout roomlarda yapabiliyoruz. Chat ile soru ve yorumları izleyebiliyoruz. Beyaz tahta ile flip chart ihtiyacını karşılayabiliyoruz. Sunumlar da ekran paylaşımı ile gösterilebiliyor. İletikom olarak tüm eğitimler zoom ortamına taşınabiliyor. Sınıflar 16 kişiyi geçmeyecek şekilde planlanıyor ki eğitimci aynı anda 16 kişiyi interaktif bir şekilde takip edebilsin.

Uzaktan yüzyüze sınıf eğitimlerinde kullandığımız teknikler ile eğitimler daha etkili ve verimli olmaya başladı. İki gün süren sınıf eğitimleri 90 ar dakikalık konsantre interaktif içerikle yüzyüze uygulamalı olarak iki gün olarak sunuluyor. Eğitmenlerimiz Zoom uygulmasının tüm üstün özelliklerini katılımcılara sunarak keyifli ve başarılı eğitimler veriyorlar.

Eğitimler için harcanan yol ulaşım ve konaklama bedelleri de tarihe kavuşuyor. USE eğitimlerinde 8 Kurala dikkat ediyoruz:"Virtual Gurus"

1.Katılımcıların aklı başka yerde olabilir, onlarla bir ısınma aktivitesi ile eğitime başla.

2.Katılımcıları eğitime davet et, ben değil onlar dah fazla konuşmalı 

3.Konferans verme, okunacakları önceden gönder, katılımcıların ilgisini çekecek uygulamalar yap.

4.Katılımcıların sürekli dikkatini çekecek ses tonu, konuşma şekli ve görseller kullan.

5.Yardımcı kullanarak eğitimcinin eğitime, yardımcının teknik araçları kullanmasına olanak sağla

6.Zoom kullanım araçlarını çok etkili kullan

7.Kimseyi dışarda veya uyuklarken bırakma, takip et, onları zorlama ama fırsat ver

8.Eğitimi interaktif ve çekici olarak tasarla.

 

Satış Uzaktan Sınıf Eğitimleri

Yöneticilik Uzaktan Sınıf Eğitimleri

İletişim Uzaktan Sınıf Eğitimleri

Sunum Dedektifi - Teknoloji Beden Dilinizi Ölçümlüyor

İnsanlar arasındaki sosyal etkileşim bir dans gibidir... Herkes daha etkin olmaya, birçok farklı biçimde diğerini etkilemeye çalışır, bunu başarmanın en güçlü yollarından birisi beden dili kullanmaktır...Konumuzda ne kadar yetkin olduğumuz, sunuşumuzun etkinliği ile yargılanır.

UCLA Üniversitesinden Profesör Albert Mehrabian'ın çok yaygın olarak bilinen çalışmasına göre, yüz yüze iletişimde beden dili %55, ses ve konuşma %38, kelimeler ise sadece %7 etkili...

Sunum Dedektifi birebir iletişimde, pozitif ve negatif etki uyandıran davranışları, gerçek zamanlı tanıyıp, analiz ederek, katılımcıya mesajını daha güçlü sunabilmesi için, ipuçları sağlaması amacı ile geliştirildi.

Devamını oku: Sunum Dedektifi - Teknoloji Beden Dilinizi Ölçümlüyor

Satış Eğitim Programı mı, Eğitimi veren Danışman mı önemli?

Birçok kurumda eğitim alınacak firma, danışman ve eğitim içeriği araştırılarak karar verilmesine rağmen, dikkatten kaçan konu, eğitim programının nasıl hazırlandığı olmaktadır. Bazı kurumlar daha önce eğitim aldıkları Danışmanları tercih ederek riski azalttıklarını düşünseler bile, eğitim içeriği ve program çoğu zaman amaca uygun olmamaktadır.

Eğitim Danışmanının sektör deneyimi ve eğitim deneyimi mutlaka çok önemlidir. Katılımcıların merak ettiği konulara verdikleri cevaplar, sektör deneyimlerinden başarı hikayeleri sunmaları, onların izlenme ve ilgi oranını arttırmaktadır. Katılımcı memnuniyeti de yüksek çıkmaktadır. Ancak eğitimin beklenilen etkiyi sağlayıp sağlamadığı konusu muğlak kalmaktadır.

Satış eğitim programı eğer kuruma özel örnek ve vaka çalışmaları ile interaktif hazırlanırsa eğitime katılım ve ilgi oranı artarken, eğitim danışmanının deneyimi ile eğitimin etkisi yüksek çıkmaktadır.  Özellikle uygulamalı yapılan eğitimlerde, kurumun hizmet ve çözümlerini nasıl sunacaklarını örneklerle ve uygulamalarla sunan ve canlandıran Danışmanlar eğitimden alınan verimi arttırmaktadır.

Eğitim programı için harcanacak zaman, eğitimde harcanacak zamanın en az 5 misli olması gerekiyor. Danışmanın eğitim öncesi kurumun, yöneticileri, satış ekipleri ve hatta müşterileri ile bir süre geçirip, örnekleri, ses kayıtları, video ve diğer dokümanları incelemesi gerekiyor.

Başlıktaki soruya cevap verecek olursak, her ikisi de çok önemli, program uygun değilse eğitim etkisi olmuyor, Danışman uygun değilse, katılımcıların ilgi ve memnuniyeti azalıyor.

Yöneticilerin Eksik Olduğunu Hissettikleri Alanlar

Bir çok şirkette başarıyı çabaları ile hak edenler, hızla kariyer olanaklarına kavuşup, yönetiliğe terfi ediyorlar. Bazen şirketin en hızlı satıcısı, bazen üretim sürecinde verimliliği arttıran mühendis, bazen de finansal yönetimde şirkete operasyon dışı gelirler üreten finansçılar hızla yükselebiliyor. 

Buraya kadar herşey çok güzel giderken, birden o kişilerden beklentiler değişmeye ve istenenler artmaya başlıyor. Çok iyi iş yapan bu kişilerin artık onlara bağlı kişilere de örnek olarak onların da iyi iş yapmaları bekleniyor. Oysa bu başarıyı hızla yakalayan kişiler, hedeflerin artmasını kendi çabalarının da artması gerektiğine bağlıyorlar. Yanlışlar burada başlıyor. Onlardan beklenen tüm bölümün çalışmalarını kendilerinin yapması değil, tüm bölüm çalışanlarının yapması iken, bu dengenin nasıl kurulacağı söylenmiyor. İçlerinden bazıları hem kendi çalışmalarını arttırp hem de artık onlara bağlı çalışanlardan bunu bekliyor. Ancak sonuç sizin de thamin ettiğiniz gibi, çalışanlar aynı şekilde eski yönetemle çalışıyor, bizim yönetici daha fazla çalışıyor. 

Devamını oku: Yöneticilerin Eksik Olduğunu Hissettikleri Alanlar