Danışmanlarımızdan Makaleler

Teknoloji hayatımıza o kadar iç içe oldu ki; sabah kalkınca ilk önce cep telefonumuzda kaçan çağrı var mı? Sonra gelen mesaj var mı? Sonra gelen e-posta var mı, derken facebook da kim ne yazmış veya paylaşmış, gelen twittler neler, derken gazete okumaya vakit kalmıyor, ve siz, size gönderilen şeylerin detayını araştırmaya başlıyorsunuz. Seçilmiş rafine içerik yerine, size empoze edilen yorum ve haberlere takılıp kalabiliyorsunuz. Bazen paylaşılan bir resim, sizi başka dünyalara götürüp, zihninizi dağıtıyor. Gündelik yaşam böyle akıp giderken, düşünmemiz gereken bizi planladığımız işlerden alıkoyan bu iletişim karmaşası mı diye kendimize sormamız gerekiyor. Planladığım şeylri yapacak fırsat bulabiliyor muyum? Yoksa akışa kendimi kaptırıyor muyum? Bazı günlerde sabah kalktığınızda bu alışkanlıkları bırakın, bakalım ne olacak? Zaten çok önemli bir mesaj gelecek ise sizi yine bulacaklardır. Akıllı telefonunuzu, tabletinizi ve bilgisayarınızı açmayın bakalım, ne planlayacaksınız? O günlerde kendiniz için bir şey yapın, bir kitap okuyun, bir belgesel seyredin, bir yazarın yorumunu okuyun. Sevdiğiniz kişi veya kişilere zaman ayırın. (Yanlış anlamayın sabahları ilk yarım saatten bahsediyorum) Bu yarım saat hayatınıza değişim sağlayabilir, ve günü daha verimli ve yaratıcı geçirebilirsiniz.