İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark konuşma yeteneğidir. Ancak konuşma sayesinde insanların kendi arasında çok iyi iletişim kurulduğu düşünülmemelidir. Bazen sarf edilen sözcükler, bazen de kullanılan ses tonu ya da beden dili yanlış mesajlar ileterek iletişimi bozmaktadır. İnsan beyni konuşma yeteneğimizin iki buçuk hızlı algılama ve düşünme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle söylenen sözcüklerin ne ifade ettiğinden çok, neden söylendiğini ya da ne kastedilmek istendiğini araştırır. Bu ortamda ise konuşma yapanın ilk izlenimi, ya da onu daha önce tanıyorsak onunla ilgili olumlu ya da olumsuz düşüncelerimiz aklımıza gelir. Açıkçası dinlerken ön yargılar geliştirmeye başlarız.
Bu yazıyı yazarken binlerce kişiye iletişim eğitimi verirken karşılaştığım ilginç anılarımı, ya da 30 yıllık yöneticilik ve satış hayatında karşılaştığım ilginç iletişim kazalarını sizlere aktarmaya çalışacağım. Aslında birçok insan bir iş görüşmesinde bir cümle ile işi alamadığını, birçok satıcı sadece bir şart öne sürdüğünde işi kaçırdığını sonradan fark etmiştir. Özel hayatınızda da benzer durumlarla karşılaşmışızdır. Çok ilgi duyduğunuz bir kişiye kendi hobilerinizi anlatırken, aranızda kurmak istediğiniz olumlu enerjinin bir anda kaybolduğunu fark etmişsinizdir. Böyle durumlarda, maalesef filmi geriye sarmak ve tekrar başlamak olanağı yoktur. Eskilerin deyimiyle “bir çuval inciri berbat edersiniz”.
Grup iletişiminde de benzer olaylar yaşanmaktadır. İki arkadaş yeni tanıştıkları iki arkadaşla bir araya gelir. Taraflar arasında yapılan sohbetlerde, birebir ilişkilerde problem yaşanmazken, toplu sohbetlerde bir anda görüş ayrılıkları çıkar, iki taraftan birer arkadaş tartışmaya başlarlar. Diğerleri kimin tarafını tutacağını şaşırır. Olay bir süre sonra tartışma arenasına dönebilir, ya da taraflardan biri karşı görüşü desteklediğinde 1-e 3 yalnız kalan kişi gruba küser ya da iki taraf tartışmanın dozunu arttırır ve taraflar birbirine küser. Birçok arkadaşım eşi ile yalnızken çok iyi anlaştıklarını, ancak başkaları ile birlikte olduklarında, aralarında görüş ayrılıkları çıktığını, eşinin ya da kendisinin karşı tarafla bir olup diğer tarafı yalnız bıraktığını söylemiştir. Hatta bu toplantılar sonrası eve döndüklerinde eşleri ile hararetli bir şekilde tartıştıklarını belirtmişlerdir.
