Giriş Kayıt

ÜYE GİRİŞ

Kullanıcı Adı *
Şifre *
Beni hatırla

Bir hesap oluşturun

Yıldız (*) işaretli alanlar gerekli.
İsim *
Kullanıcı Adı *
Şifre *
Şifre doğrulayın *
E-posta *
E-posta doğrulayın *
Captcha *

Bir şirketin künyesini görünce bu bir ' Aile Şirketidir ', diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Bu bir anonim şirket olur, limited, komandit veya adi şirket olabilir. Hukuksal olarak ' Aile Şirketi ' diye bir kavram yoktur.

Aile Şirketlerine  kimse durup dururken bir şey demez. Şirketten şikayeti olan biri ortaya çıkınca, ' ne olacak Aile Şirketi işte ' der.


Gerçekten bir şirketin, bir holdingin Aile Şirketi olup olmadığı nasıl anlaşılır? Uzun boylu araştırmadan kısa yoldan neticeye gidebilirsiniz:
Eğer
- Şirketin, holdingin ismiyle, şirketin Sahibinin, Yönetim Kurulu Başkanının, Yönetim Kurulu Üyelerinin soyadları aynı ise,
- Şirketin tanıtım kitapçığında veya web-sayfasında Yönetim Kurulu Başkanının ve Üyelerinin fotoğrafları birbirlerine çok benziyorsa,
- Şirkette aynı soyadlı kişilerin sayısı ihtimal hesaplarının ötesinde fazlaysa,
- Girişimcinin alçakgönüllülüğü ve aklıselimi yanındaki kişilerde de görülmüyorsa,
- Şirkette çalışanların davranışları makamlara değil de kişilere göre çok değişiyorsa veya çalışanlar bazı kişilere görevlerinin ötesinde itibar edip, onlardan çekiniyorlarsa
- Şirkette aile dışı üst düzey yöneticilerin odalarına çat kapı rahatça girip, şirketin değil de kendi işiyle ilgili bir konuyu konuşan kişiler varsa

o şirket Aile Şirketidir. Renginden, özelliğinden değil de, kokusundan tanınan gazlar gibi, Aile Şirketleri de endirekt yöntemlerle kolaylıkla tespit edilebilirler.

Bir şirketin Aile Şirketi olması o kadar önemli mi ki, böyle zahmetlere girelim? diye sorabilirsiniz. Hukuki bir tanım olmadığı ve istatistiklerde yer almadığı için Aile Şirketlerinin, tüm şirketlere oranını kesin bir rakamla vermek mümkün değildir. Ülkeden ülkeye farklılık göstermesine rağmen ülkemizde Aile Şirketlerinin tüm şirketlere oranının  % 90 civarında olduğu tahmin edimektedir. Ciro ve istihdam olarak bu oran daha düşüktür.

Bir ülkenin dinamizmi, sermaye birikimi sayesinde harekete geçirilir. Özellikle sanayi yatırımları için belli büyüklükteki sermayelere ihtiyaç duyulur. Bu sermayeler de çoğunlukla Aile Şirketlerinde toplanmış durumda. Aile Şirketlerinin özel zorlukları nedeniyle başarısızlığa uğramalarında birikmiş sermaye çarçur olur.

' Aile Şirketlerinin özel zorluğu ' tabiri sizi şaşırtmış olabilir. Madem ki şirketlerin bu kadar büyük bir oranı Aile Şirketi, girişimciler bu ' özel zorluğa ' rağmen bile bile lades mi diyorlar? diye sorabilirsiniz. Haklısınız. Fakat unutmamalı ki, Aile Şirketini kurmak kolay, yürütmek zordur. Zor mor demek ki yürütülebiliyor, diye düşünebilirsiniz. Belki de Aile Şirketlerinin zorluğunu merak ediyorsunuzdur.

Aile Şirketinde, aileyle şirket iç içedir. Ailenin sorunlarıyla, şirketin sorunları farklı farklıdır. Bir taraftaki sorun, öbür tarafa da bulaşır.

Nedense Aile Şirketi denince aklıma bir bilmece geliyor. Adamın biri yanındaki kurt, kuzu ve otu bir kayıkla nehirden karşıya geçirecekmiş. Aynı anda kayığa sadece bu üç şeyden ikisini alabiliyormuş. Kurtla kuzuyu, kuzuyla otu yanlız bıraksa sorun çıkıyormuş. Aile fertlerini, akrabaları ve emektarları kurt olarak sembolize edersek, yöneticileri koyun, otu da iş olarak tanımlarsak, benzetmeyi canlandırmış oluruz. Aile fertleri aile dışı yöneticiyi ürkütebilir, yöneticiler de yanlız kalınca işe kayıtsız kalır, işi istismar edebilir diye düşünebiliriz. Adamın kurdu, kuzuyu ve otu karşı sahile götürmesini, girişimcinin şirketi başarılı kılması olarak görebiliriz.

Tüm zorluklarına rağmen çoğu şirket "Aile Şirketi" olarak başlar. Şair Abdülhak Hamid'in karısı Lüsyen Hanım'a ' seninle de, sensiz de olmuyor ' dediği bilinir. Aile Şirketleri için de benzer bir anlayış hakimdir.

Şirketler de insanlar gibi doğar, gelişir ve kaybolurlar. Hayat beklentisinin limitleri sınırlıdır. 80 yaşında hayatının sonuna gelen bir kişi kendini yeterince yaşamış olarak görebileceği gibi, 120 yaşına ulaşıp da her yeni günü özlemle bekleyen insanlar da vardır. Halbuki şirket ömrünün sınırları çok geniştir. 30 yıllık bir şirket batabilirken, 300 yıllık Aile Şirketlerine de rastlanmaktadır.

' Bir Aile Şirketinin ömrünün sonuna geldiği nasıl belli olur? ' diye sorabilirsiniz.
Eğer
- Aile Şirketinin ortakları bir araya gelip hızlı bir şekilde karar alamıyorlarsa
- Ortaklar aldıkları kararları uygulayamıyorlarsa
- Aile fertleri başarısızlıklar karşısında birbirlerini suçlamaya başlamışlarsa
- Bu şirkette aile dışı yöneticiler sık sık değiştiriliyorsa

bu Aile Şirketinde sorun var demektir.

Bir Aile Şirketi için en büyük tehlike şirket ortaklarının veya aile fertlerinin ' ne yaparsak yapalım, bize bir şey olmaz ' demeye başlamalarıyla ortaya çıkar. Şirketin veya Holding'in geçmişteki başarısı bugünkü ve gelecekteki durumu için bir şey ifade etmez.

Sıkıntıya düşmüş Aile Şirketlerine şirket dışından bir kişinin yardımcı olması mümkün müdür? diye sorabilirsiniz.

Aile Şirketlerinde, aile içi dengeler icraatı kilitleyince, dışarıdan yardım aranır. Fakat aile dışı yöneticinin veya danışmanın bir şey yapması mümkün değildir. Çünkü şirkette güven ortamı kaybolmuştur. Aile fertleri kendi düşüncelerinden dışarıya çıkamazlar. Bütün mesele aile içi dengelerin kilitlenmesinden önce dışarıdan destek ve yardım alınmasıdır. Aile Şirketlerinin tıkanmasının önlenmesinde zamanlama çok önemlidir.

Amerika'da ve Avrupa'da çeşitli kuruluşlar, Aile Şirketleri konusundaki tecrübelerini herkesin karşılıklı bilgi alış verişinde bulunabileceği forumlara taşıyorlar. Türkiye'de kültür farkı böyle bir davranışı engelliyor. Aile Şirketleri kendi aralarındaki ilişkilerin mahrem kalmasını istiyor. ' Kol kırılır yen içinde kalır ' mantığıyla hareket ediyorlar. Aile Fertleri ancak aile içi tüm dengeler bozulduktan sonra, girişimciden taleplerle veya miras davalarıyla medyanın magazin bölümünde bir forum oluşturmaya çalışıyorlar.

' O zaman Türkiye'de Aile Şirketlerini gündeme getirmenin ne faydası var? ' diye sorabilirsiniz.

Çok ortaklı, profesyoneller tarafından yönetilen şirketlerde, bilanço ve gelir gider tablosu bir noktaya kadar şirketin durumunu belli eder. Halbuki Aile Şirketlerinde, ortaklar ve aile fertleri arasındaki ilişkiler kolayca tespit edilemez, sorunlar kolay kolay su üstüne çıkmaz. Sorun bir anda artık saklanamayacak şekilde ortaya çıkar, fakat çözüm için çok geç kalınmıştır.

 Ateşlenme bir sorunun habercisidir. Buna göre tedbir alınır. Halbuki Aile Şirketlerinde ateşlenme açığa vurulmaz, hastalık şirketi bir anda sarar.

‘Aile Şirketi’ vurgusunun gündeme gelmesiyle, bu şirketler kilitlenmeden, gerekli tedbirleri alıp, şirketin dinamik bir şekilde hareket etmesini sağlamak gerekir. Zamanında çıkan ve  çıkabilecek sorunları gözden geçirip, sorunlar daha ufakken kontrol altına alabilirler.

' Göç yolda düzelir ' ama Aile Şirketlerinde, aile fertlerinin anlaşmazlıkları ilerlediğinde düzelme için geç kalınmıştır.

Pin it