‘Türklerin Strateji Serüveni’, bir kahramanlık öyküsü değil. Bu kitap, ‘Strateji Anlayışını’, Türklerin Serüveni sayesinde ortaya koyuyor.‘Türklerin Strateji Serüveni’ diyorum, ama neticede başından başlayıp tarihimizi anlatıyorum.
Tarihimiz, kültürümüz bu. Biz buyuz. Günahıyla sevabıyla.
Tarihimizden 19 şahsiyeti, ön plana çıkarıyorum. Onların yardımıyla hem tarihimizi anlatıyorum, hem de Türklerin Serüvenini gözler önüne sererken, strateji, taktik ve uygulamadan örnekler veriyorum.
Kitaptaki bu 19 tarihi şahsiyet, tarihimizin bu 19 Kilometre Taşı, zamanlarında stratejiye önem vermişler, stratejiyi davranışlarının ölçüsü haline getirmişler veya stratejinin konusu olmuşlar.
Tarihimizin 20. Kilometre Taşı, Mustafa Kemal Atatürk. 19. ve 20. Kilometre taşı arasında hemen hemen 350 yıl var. Aradaki tarihi kişilerin stratejiyle işleri olmamış, günübirlik yaşamışlar. Bu nedenle onlara kitabımda yer vermedim.
350 yıllık stratejisiz dönem nedeniyle 20. Kilometre Taşını, Mustafa Kemal Atatürk’ü diğerlerinden farklı olarak ele aldım.
Kitapta, Mustafa Kemal 19 tarihi şahsiyetin önemli olaylarına yorum getiriyor. Çeşitli fırsatlarda söylediği seçme sözleri, sanki bu olaylar hakkında yorum yapıyormuş gibi, bu olayların altına yerleştirdim.
Birçok yorum ‘cuk oturdu’, bir kısım yorumları ise günümüz politikacılarının yorumları gibi, biraz eğreti kaldılar.
Ama neticede Mustafa Kemal Atatürk bu kitapta yerini buldu.
Tarih ve stratejinin dışında kitabın bir de ‘insan’ boyutu var. Tarihimizi ve stratejiyi anlatırken, ‘insanın derinliğini’ de vermeye çalıştım. Çünkü tarih, insanın en ‘çıplak’ en ‘uç’ göründüğü bir alan. Tarihteki ‘insan’, romandaki ‘insan’dan daha gerçek, daha derin.
Amerikalı yönetici Jack Welch geçenlerde,” Türkiye potansiyel cenneti, ama strateji göremiyorum,” demiş. Haklıdır.
Potansiyelimiz her zaman vardı. Kitabın konusu, bu potansiyelin stratejiye dönüştüğü zamanlar ve bunu başaran tarihi şahsiyetler.
Medeniyetin olduğu her yerde strateji var. Tarih, stratejinin uygulandığı platformlardan biri ve en önemlisi. Strateji prensipleri, tabiat kanunları gibi her zaman geçerli.
Bu kitabı okurken siz kendi durumunuzu, çalıştığınız müessesenin imkanlarını ve ülkenizin potansiyelini değerlendirip, anlattığım strateji prensiplerini bunlar üzerinde çalıştırabilirsiniz.
Gelecek için plan, program yapmadan, strateji kurmadan, keyfinizce günü yaşamak da var. ‘Kafamı stratejiye neden yorayım?’ diyebilirsiniz.
Haklısınız. Ama bunun bedelini ödemeye hazır mısınız? Hayatınızı oluruna bırakma lüksünüz var mı?
Her alanda insanlar fırsatlar oluşturabilirler. Fırsat yakalayabilirlerse belli bir noktaya gelebilirler.
Eğer kendilerini ortama teslim ederlerse, ya oldukları yerde kalırlar, ya da kaybolup giderler.
Teslim olmayalım. Hayata meydan okuyalım.
Sahiden siz gelecekteki zeka savaşlarına hazır mısınız?
Olayları yönlendiren kişilerden olamıyorsanız bile, değişimi etkileyen kişilerden olun.
